Zembil pehlivanlar için taşınma kispet için muhafaza vasıtası olmanın yanında, işlevsel özellikleriyle alakalı bir takım özel manalar taşımaktadır. Pehlivanlarla özdeşleşmiş bir araç olması nedeniyle güreşi ve pehlivanı temsil eder.
Bir pehlivanın elinde zembil olması o pehlivanın güreş kovalamakta olduğuna ya da güreşten geldiğine işarettir.
Zembilin duvara asılması ise güreşi bırakmış olmanın bir ifadesidir.
Ayrıca bir pehlivanın diğer bir pehlivanın önüne zembilini koyması, o pehlivana meydan okuduğu anlamına gelmekteydi. Eskiden zembil taşımak genç pehlivanlar için önemli bir husus olarak görülürdü. Zira usta bir pehlivanın zembilini çırakları taşırdı. Ancak usta kendisinde pehlivanlık işaretleri görülmeyen çırağına kispet taşıtmazdı. Dolaylı yoldan genç bir pehlivana zembil vermek, onun geleceğinin parlak olduğuna işaretti.
Günümüzde Biga’da yaşayan Cemile Yavaş; yazın kır işiyle uğraşırken bir yandan da Yeniçiftlik’te bulunan Ece gölü kıyısından eşiyle birlikte topladığı sazları 25 gün boyunca kurutup demet yaparak kışın örülmek üzere muhafaza ettiğini; zembil yapacağı zaman, yumuşattığı sapları bir metal tarak yardımıyla belirli bir süre tarayıp liflere ayırarak ip haline getirdiğini, bu ipleri bir alt bir üst tekniği ile hasır halinde bir saatte dokuduktan ve el dikişini de bir saatte tamamladıktan sonra zembil haline getirdiğini, pehlivanların güreşten çıktıktan sonra kispetlerini gözenekleri sayesinde hava aldığından dolayı zembillerin içinde muhafaza ettiklerini; pehlivanın kispetsiz, kispetin de zembilsiz olamayacağını, pehlivanlık ölmediği sürece de bu mesleğin devam edeceğini belirtmektedir.
Alıntı : Güreş sayfası