Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler 80. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Gazze’de çocukların elleri, kolları, bacakları anestezi yapılmadan ampute ediliyor. Kimse kusura bakmasın ama bu insanlığın dip noktasıdır. İnsanlık tarihi, son bir asırda böyle bir vahşet görmemiştir. Her şey gözümüzün önünde cereyan ediyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze’de yaşanan barbarlığa karşı sesini yükseltmeyen, tavır almayan herkesin bu vahşetin sorumluluğuna ortak olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bütün dünya liderlerine sesleniyorum, gün bugündür. Gün, insanlık adına Filistinli mazlumların yanında dimdik durma günüdür. Halklarınız Gazze’deki barbarlığa tepki gösterirken, gelin sizler de adım adım cesaretinizi gösterin. Çocukların çocukları büyüttüğü Gazze’ye karşı insanlık görevinizi yerine getirin. Bu vesileyle, dünyanın farklı ülkelerinde Gazzeli mazlumlara sahip çıkmak için meydanları dolduran, Gazzeli masumlara destek olmak için denizlere yelken açan akademisyeniyle, sanatçısıyla, siyasetçisiyle, aktivistiyle, öğrencisiyle tüm Filistin savunucularına en kalbi selamlarımı yolluyorum.”
“BM’Yİ KURULUŞ RUHUNA DÖNDÜRECEK ADIMLARI ATMAK HEPİMİZİN ORTAK SORUMLULUĞU”
“İnsanlığın bir daha savaş felaketi yaşamaması için kurulan Birleşmiş Milletler’in kökleri, içinde bulunduğumuz karanlık döneme ışık tutacak değerlerle doludur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Genel Sekreter Sayın Guterres’in, Teşkilatımızı etkin ve verimli hâle getirmek amacıyla başlattığı Birleşmiş Milletler 80 Girişimi’ne desteğimiz tamdır. Bu girişimin Birleşmiş Milletler’in tüm faaliyetlerini daha da güçlendirecek bir süreç olarak başarıya ulaşmasını temenni ediyorum. Bu sürece, İstanbul’u bir Birleşmiş Milletler merkezi hâline getirme vizyonumuzdan da hareketle güçlü destek vermeye hazırız. 80’inci yılda Birleşmiş Milletleri kuruluş ruhuna döndürecek adımları atmak hepimizin ortak sorumluluğudur. Biz, güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu bir düzen kuruluna kadar ‘Dünya beşten büyüktür’ demeye devam edeceğiz. Görevimiz sistemi terk etmek değil, onarmak, yeniden işler hâle getirmektir. Hiç şüphesiz, daha adil bir dünya mümkündür. Türkiye, ‘daha adil bir dünyanın inşası’ için mücadelesini sabırla devam ettirecektir.”