İSTANBUL SÖZLEŞMESİ
İsteseniz de istemeseniz de Allah nurunu tamamlayacaktır.
Mehmet’im sevinin başlar yüksekte ölsekte seninin eve dönsekde sanmayın bu tekerlek kalır tümsekte yarın elbet bizim elbet bizim dir Gündoğmuş gün batmış ebet bizimdir.
Bu seferki imtihanımız geçmişe göre daha zordur. Ve emin olun bundan sonrası daha da sor olacaktır. Ülkemizde yaşanan son gelişmeleri büyük bir üzüntü ve endişe ile takip etmekteyiz. Sözleşmeyi savunanlara ödül mü veriyorlar acaba? Diye düşünmekteyiz. Söz konusu yasaların ve aile içi şiddete karşı kurulan grupların aileye savaş açtığını maalesef bilmekteyiz. Kadını çalışmaya mecbur bırakarak ailesinden ve evinden koparan bir ekonomik sömürü düzenini sürdürmektedir. Kadına da, erkeğe de, çocuğa da uygulanan en büyük şiddet sabah akşam nikahsız ilişkileri, aldatmayı, boşanmayı, ahlaksızlığı ve şiddeti teşvik eden, ailemizi mahveden dizilerin, yarışma ve magazin programlarının yayılmasına sebep olan bu ahlaksız sözleşme derhal iptal edilmeli ve müsaade edilmemelidir. Erkeği evinden ve ailesinden uzaklaştırmak yanlış kadını sığınma evine göndermek, gerek erkeği uzaklaştırmak cinayete ve şiddete davetiye çıkarmaktır. kadına verilen hakların tekrar gözden geçirilmesi gerek kadının tek taraflı ifadesinin erkeği cezalandırılması erkeğin tek taraflı ifadesinin geçersiz olması kanunun ne kadar açık olduğu görülmektedir kadınlara verilen hakların neticesinde kadınlar bu hakları kullanarak erkek haklarına saygı duymuyorlar ve suistimal ediyorlar cinayet ve şiddet oluyor televizyonlardaki dizilerde Türk aile yapısını bozucu gösterimlerinde payı çok yüksek Aile ve sosyal politikalar bakanlığının ve RTÜK ün Türk aile yapısını bozacak dizilere izin vermemesi gerek dizilerdeki oyunlar gerçek hayata yansıtılıyor sonuçları vahim oluyor…
İstanbul Sözleşmesi imiş. Adına bakar mısınız: TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ!..
Azgınlık, adaletsizlik ve haksızlık azalacağı yerde hız kesmeden artmakta. Küfür azgınlık alabildiğince hızlı bir şekilde devam etmekte. Allah’ım bizlere ne olur yardım et. Müslümanların hayat nizamlarıyla adeta alay edilmekte. Bu gidişata dur diyebilen bir yiğit olmaz mı. bu ahlak bozuntularının ne dert var böyle yaşantısında ne tasa ne ağrı var midelerinde ne sancı var yüreklerinde. Bu İstanbul sözleşmesi Müslümanlara yapılan Vicdansızlık, ahlaksızlık şahsiyetsizliktir. Burası Türkiye hemde islamın beşiği olan ve islamın halifeliği kendisinde olan bir ülke. Aklımızı başımıza almalı. Her karış toprağında şühedanın kanıyla yoğrulmuş camileri kuran kursları olan islami yaşantıya önem veren bir halka mensup bir ülke. Köhnemiş fikirlerinizle Güzel ülkemize çağ atlatabileceğinizi zannediyorsanız yanılıyorsunuz. kurtuluş savaşında; dedelerimiz vatanı, bayrağı, dini, namusu uğruna savaşan dedelerimiz yattıkları yerden kalkıp yüzlerimize tükürseler bizim size emanetimize bu şekildemi sahip çıkıyorsunuz deseler ne cevap vereceğiz. İslam’a pranga vuranlar Müslümanların mazlum durumunda olduğu ezanları susturmak için ellerinden geleni yapanlar bugün ülkelerinde ezan ve kuran okutuyorlar bunu hiçmi görmüyorsunuz. Tarihte nice kırallar geldi geçtiler. nice zalimler yıkıldı. firavunların karunların, Ebucehillerin sistemleri kalabildimi. siz hala ışık karşısında karanlık hakimmi olacak zannediyorsunuz. Şerefli, şahsiyyetli, haysiyyetli, namuslu, onurlu, ve dürüst olmalı elinde her türlü yetkisi olanların bu konuya eğilmelerini ve bu ahlaksızlığa dur demelerini bekliyoruz. Biz, sahip olduğu tüm servetini bağışlayan Ebû Bekir’in kızının, “Bize ne bıraktın?” diye sorduğu soruya, “Allah’ı ve Resûlünü bıraktım, yetmez mi?” diye cevaplayan Ebû Bekir’in cömertliğini bu sözleşmeyle maalesef unuttuk. Mutlu yarınlar, haksızlığa ve zulme boyun eğmeyip mücadele edenlerin ve Allah’a verdikleri sözü tutanların olacaktır inşaallah. Selam ve dua ile…
İbrahim ÇEVRİM