Koronavirüs sonrası herkes önünü görmenin planlarını yaparken gözler tarım alanına çevrildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, AK Parti MYK toplantısında kurmaylarına ‘Kendi evinizin önünü bile ekin, boş yer kalmasın’ talimatı gündeme geldi.
Dünya yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla adeta altüst oldu. Dünya genelinde ekonomik deprem öngörülürken herkes önünü görmenin planlarını yapmaya başladı. Geleceğin tarımda olduğu bir süreç konuşuluyor.
Koronavirüs salgını, tüm dünyaya tarımsal üretimin önemini tekrar hatırlattı. Türkiye’de de ekilmedik toprak kalmasın diye kollar sıvanıyor. Köyüne dönene, tarıma başlayacak beyaz yakalıya, gençlere ve kadın üreticilere bol teşvik var. Tersine göçe destekleri uzmanlar cevap verdi.
Tüm dünyada tarım politikalarını yeniden tasarlanıyor, tabii iklim krizi gibi temel sorunlar da daha fazla dikkate alınıyor.
Türkiye’de de köyüne dönüp yeniden toprağını işlemek isteyenlerin oranı artıyor. Bir yandan da şehirdeki beyaz yakalılar girişimci olarak üretime katılmanın, tarımı teknolojiyle harmanlayıp gıda zincirinde yer almanın yollarını arıyor.
İşte tam bu süreçte hükümet, köyüne dönmek, üretime katılmak isteyenlere yönelik yeni teşvikler sunuyor.
Genç çiftçiye, köyüne dönüp yeniden üretime katılmak isteyene, hayvancılıkta büyümeyi arzu edene bugüne kadar önemli hibe destekleri sunulmuştu. Yakın zamanda hem bu projelerin devamının sağlanması hem de yeni teşvik mekanizmalarının devreye alınması bekleniyor.
‘Stratejik’ destek
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, AK Parti MYK toplantısında kurmaylarına ‘Kendi evinizin önünü bile ekin, boş yer kalmasın’ talimatı da tarım ve üretim konusundaki hassasiyetin ipuçlarını veriyor.
Yine bu dönemde Türkiye’nin tarımdaki gücüne güç katmak için Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da işbirliğine giderek, Hazine’ye ait atıl tarım arazilerini çiftçilerin kullanımına açıyor.
Burada da kendi köyüne dönüp üretim yapmak isteyen, gençler ve kadınlar öncelikli olacak. Üstelik bu topraklar; öncelikle ‘stratejik ürünler’ olarak hububat, baklagiller, yağlı tohumlar ve yem bitkileri için ekilecek.
Yazı dizimizde salgın döneminde oluşan ‘tersine göç’ hareketinin üretime muhtemel etkileri, girişimcilere bu dönemde sağlanabilecek destekleri uzmanlarıyla konuştuk. Mevcutta kırsal kalkınma için planlar, genç çiftçinin ve destek programlarından yararlanıp bölgesinin üretimine güç verenlerin hikayeleri de dizimizde yer alacak.
‘Nitelikli göç’ bademle başladı
Virüs bitince iş değişir mi?
Çiftçinin elinde ekilmeyen 4 milyon hektara yakın arazi olduğunu ve bunu da üretime sokmak için çalışmalar yapılması gerektiğini belirten Yıldırım, “Geleceğin tarımda olduğunu görüyoruz. Hem bölgesel teşvikler, hem ürün bazlı yönlendirmeler, hem de mevcut üreticinin şartlarına yönelik iyileştirmelerle yerimizi almalıyız” dedi.
Bu dönemde girişimciler açısından da tarım/gıda konusunda yeniden bir popülerlik başlayacağını kaydeden Yıldırım, “Bu yönelmenin gerçekçi olarak üretime dönmesi için devletin uygulayacağı politikaların da bunu destekleyici olması lazım. Göçenlerin bir bölümü belki zorunlu olarak dönüyor ve belki işler normale dönünce geri gelecekler ancak bir bölümü de şehirdeki yaşam koşullarının artık uygun olmadığını görenler. Eğitim durumu daha yüksek olan, geçim derdi konusunda daha az sıkıntısı olan bu kesim ‘Evdekal’ tedbirleriyle bulunduğu her yerden çalışabileceğini gördü. Bu durumda daha nitelikli bir kesim de kırsala gidebilir” diye konuştu.
Geçtiğimiz haftalarda Adıyaman bölgesinden üreticilerle mevcut döneme ilişkin yaptığım görüşmelerde, önemli bir detay vermişlerdi.
Buna göre, badem üretiminde ciddi çalışmalar yapan Adıyaman’da, daha önce büyükşehirlere göçenlerin yeniden köylerine dönüşü başlamış; üstelik bu dönüşün hem ekim, hem de hasada faydalı olması bekleniyor.
Aynı günlerde benzer bir açıklama da Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak’tan gelmişti. Olpak, “Tersine göç için çok doğru zaman” derken, bu dönemde insanların teşviklerle tarıma yönlendirilmesinin olumlu olacağını ifade etmişti.
Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım, Türkiye’de yaşayanların çok büyük bir kısmının, şehirlerde olsalar bile ‘bir ayaklarının köylerinde’ olduğunu belirtirken, şehirdeki sıkıntılara karşılık köyündeki yerine dönüp üretim yapmak isteyenlerin talebini gözlemlediğini anlattı.
Yıldırım, “Şimdi bu dönüş teşvik edilerek, üretim organize edilerek insanların kendi işinde, köyünde çalışması mümkün hale getirilebilir. Bakan Bekir Pakdemirli, hazineye ait atıl tarım arazilerinin çiftçiye kazandırılması projesinde kendi köyünde üretim yapacaklara, kadın ve gençlere pozitif ayrımcılık yapılacağını belirtiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarımın önemine dikkat çekiyor. Köyüne dönmek isteyene, genç üreticilere yeni projeler gelebilir” dedi.
‘Kalkınma’nın temeli oluyor
Tarımsal üretim, kırsal kalkınma ve üretici destekleri 11. Kalkınma Planı’nda da (2019 – 2023) önemli yer tutuyor. Planda; başta kadın ve genç çiftçilere yönelik olmak üzere, üretim maliyetlerinin düşürülmesi, teknoloji kullanımı gibi destek ve eğitimlerin sağlanması yanı sıra, KÖYDES ve KIRDES ile köylerin yerleşimlerin altyapılarının düzenlenmesi için finansal destek gibi önemli çalışmalar yer alıyor.
Sürdürülebilir kırsal kalkınma anlayışıyla, üretici birlikleri ve aile işletmelerinin üretim kapasitesinin ve kırsal işgücünün istihdamının artırılması çalışmaları da devam edecek. Ayrıca kırsal kalkınma destekleri, çiftçi ve çevre odaklı programlanacak.
Kırsal kalkınma desteklerinde hedef birliğini sağlamaya yönelik Kırsal Kalkınma Yatırımları Destekleme Programı (KKYDP), Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı Kırsal Kalkınma Destek Programı (IPARD), Kalkınma Ajanslarının kırsal destekleri ve diğer ilişkili destek programları arasında tamamlayıcılığın tesisi için bu desteklerin uygulanmasına ilişkin düzenlemeler sağlanacak.
Kadın ve gençlere öncelik veriliyor
Tarımsal üretimin ve üreticinin desteklenmesini sağlayan en önemli kurumlardan biri Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK).
TKDK, IPARD I ve IPARD II programları çerçevesinde AB ve Türkiye Cumhuriyeti eş finansmanıyla oluşturulan geri ödemesiz kamu katkısının uygun harcamalar karşılığında kullandırılması faaliyetini yürütüyor. IPARD I Programı ile desteklenen projelerin yatırım tutarının yüzde 50 ila yüzde 65’ine karşılık gelen kısmı için hibe verilirken; IPARD II Programı’nda hibe oranları yüzde 45 ila yüzde 70 arasında. Başvuru sahibinin kadın ve/veya genç girişimci olması durumunda ise öncelik veriliyor.
‘Uzman el’e 100 bin TL
Tarım ve Orman Bakanlığı’nca köyden kente göçü önlemek için hayata geçirilen ve kırsal kalkınmaya ivme kazandırması beklenen ‘Uzman Eller’ projesi, işin eğitimini alan ve köye dönmek isteyenlere büyük destek sunuyor.
Projenin pilot uygulama illeri olan Amasya, Düzce, İzmir ve Mardin’deki başvurular sonuçlandı. Ancak projenin gelecek yıllarda başka illerde de hayata geçirilmesi bekleniyor.
Meslek yüksekokulu veya üniversitelerden mezun olanların, kırsal alanda istihdamına katkı sağlanması amacıyla yürütülen projeye başvuranlardan uygun görülenlere 100 bin liraya kadar hibe desteği var.
100 koyuna 5 bin TL çoban desteği
Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Başkanı Nihat Çelik, hayvancılığın, özellikle küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin her koşulda yatırım çekmeye devam ettiğini söyledi.
Üretici ve girişimcilerin odağında da küçükbaş hayvancılık olduğunu anlatan Çelik, “Köyüne dönmek isteyen, hayvancılıkla uğraşmak isteyenlerin sayının arttığını görüyoruz. Özellikle bu salgın döneminde yeniden dikkat çekiyor. Küçükbaş hayvancılık, Türkiye’nin asıl ihtiyacı olan ve et fiyatı ile tüketime denge getirecek modeldir. Şu anda bu alanda sadece çoban bulma endişesi var. 100 koyunu olana çoban için 5 bin lira destek sağlanıyor” diye konuştu. Kaynak:Milliyet