Unutmayalım ki, Kur’an-ı kerim azimüşşanda, Allah-ü teala, “Peygamberimin dediğini yapın” der.
Ehl-i sünnetin kalesi güzel ülkemizin temiz insanları başta İmam Hatip Liseleri ve İlahiyat Fakülteleri olmak üzere, bazı cemaatler aracılığıyla mezhepsizleştirilmeye çalışılıyor.
Aman dikkat!
Bu süzmeler değişik meslek dalı adı altında özellikle tabana yayılarak faaliyet gösteriyorlar. Masonların dini kanadını temsil eden bu kesimin bariz cümlesi ise, “Kuran’a sarılın. Peygamberin mezhebi mi varmış? Eshab-ı kiramın cennetlik olduğunu kim söylüyor” şeklinde…
Malum, bu ülkede SP’li Necmettin Erbakan da, SHP’li Azimet Köylüoğlu da, misyonerler de, “Kuran’a sarılın” derdi, der.
Unutmayalım ki, Kur’an-ı kerim azimüşşanda, Allah-ü teala, “Peygamberimin dediğini yapın” der.
Peygamber efendimiz aleyhisselatü vesselam, “Eshabım gökteki yıldızlar gibidir, hangisine sarılırsanız kurtulursunuz” der.
Mezhep imamları da eshab-ı kiramdan topladığı bilgilerle binlerce müçtehit alim yetiştirmiştir ve bugünkü meşrepli, mezhepli sağlam müslümanlar bu büyük islam alimlerinin yazdıkları ve bildirdikleriyle din-i islamı yaşar, yaşarız. Dolayısıyla bu alimleri haşa bir kenara bırakmamızı isteyen şerefsizler bugün horozu kurban ederler, “Eskiden başörtüsü mü vardır?” derler. “Yahudi hıristiyan de cennete girecek” derler. Ve bu aziz millet islam alimlerinin, İmam-ı Azam Ebu Hanife, İmam-ı Şafi, Ahmed bin Hanbel, ve Maliki hazretlerinin yolundan yani ehl-i sünnetten asla ayrılmayacaktır. Bu büyükler olmasa ortada din olmaz. Çünkü hadis-i şerifleri de bunlar ve İmam-ı Buhari hazretleri gibi büyük islam alimleri bizlere ulaştırmıştır. Bu büyükleri haşa kabul etmediğimizde ortada din kalmaz.
Mezhepsizlerin ve dinlerarası diyalogcuların, “Kur’an- sarılın” derken yapmak istedikleri milleti dinden uzaklaştırmak, İslamiyetin içini boşaltmaktır.
Kur’an-ı kerim azimüşşanda “3 vakitte namaz kılınız” denilirken, peygamber efendimize Cebrail aleyhisselam 5 vakitte namaz kıldırmış ve eshab-ı kiram tabiine, tabiin tebe-i tabiine ve süregelerek bize kadar namazın 5 vakit olduğu bilgisi gelmiştir. Şimdi Kur’an-ı kerim azimüşşanı kendi anlayışımıza göre okuyalım.
Sonuç ne olur?
Namazı 3 vakit kılmak aptallığına düşeriz ve nasıl kılacağımız da bilmeyiz. “Sandalyede namaz kılınabilir” diyen şerefsizleri dinleyip bid’at ehl-i olan zır cahiller gibi kafamıza göre bir din oluştururuz.
Kur’an-ı kerim azimüşşanı peygamber efendimiz anlamıştır. Peygamberimiz eshabına ve aşama aşama islam alimleri aracılığıyla bize bildirmiştir.
Din, peygamber efendimizden islam alimleri aracılığıyla bize kadar ulaşan bilgiler, emirlerdir.
Son olarak, Mezhepsizlerden uzak duralım.
Onları pozisyonumuza göre aşağılayalım, bulundukları ortamda propaganda yapmalarını engelleyelim.
Propaganda yaparken ki tavırları de aynı CHP’lilerin tavrı gibi.
Bağırarak ve vücut dilini kullanarak hakim olmaya ve sık sık Arapça konuşarak, sözde çok şey bildikleri izlenimi oluşturmaya çalışıyorlar.
Aman bu mezhepsizlere dikkat.
Zira din-iman gitti, geriye ne kaldı?